Güncel
Çakırgil: Müftü Yardımcısı arkadaşa ‘Diyanet niye susar?’ dediğimde, ‘Diyanet’in eli-kolu bağlıdır..’ demişti
Star Gazetesi Yazarı Selahaddin Çakırgil, Cumhurbaşkanı ile başlayan İslam'ın Güncellenmesi meselesini köşesine taşıdı.
Selahaddin Çakırgil, Cumhurbaşkanı gündeme getirmeden "Güncelleme" meselesini konuşmanın tehlikeli bir iş olduğunu belirterek başta Diyanet olmak üzere kimsenin bu topa kolay kolay girmek istemediğini iddia etti.
Yazının Tamamı
Bazıları ÅŸimdi, ‘Tayyip Bey’in yorumcusu musun?’ diyeceklerdir. Ne ben onun yorumcusuyum, ne de onun buna ihtiyacı vardır. Esasen, o kendi yorumunu kendisi yapar, baÅŸkasına bırakmaz. Ben sadece bu sözlerin günlük daÄŸdaÄŸalar arasında kaybolmaması için tarihe bir not düşmek istiyorum. Çünkü bunlar, nicelerimizin de sorularına cevap teÅŸkil ediyor..
‘Yanlışları yok mu?’ diyenlere, ’Siz yanlışsız birisi mi arıyorsunuz?’ derim. Ancak, temel aqıdevî konularda yanlış yapılmıyorsa, yorum farklılığı daima olacaktır.
***
Tayyip Bey, meydanlara, ‘Ben seçilirsem, alışılmış cumhurbaÅŸkanı olmam..’ diyerek çıkmıştı ve bugün o dediÄŸini gerçekleÅŸtiriyor ve cumhûr’un ortalamasının meseleleri konusunda görüşünü açıklıyor.
Söz gelimi, 8 Mart günü büyük bir hanımlar kitlesine hitap ederken şu ilginç sözleri söyledi:
‘Din adamı’ olarak ortaya çıkıp da kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan görüşler dile getiriyorlar. Anlamak mümkün deÄŸil. Bunlar bu asırda yaÅŸamıyorlar, çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü Ä°slam'ın güncellenmesinin gerektiÄŸini bilmeyecek kadar da âciz bunlar. Siz Ä°slam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız.
Beni birçok hocaefendi tefe koyacak, o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın.
(…) Bütün ilim dallarında yetki sahibi olan hocalarımız var. Bütün bu hocalarımız ne iÅŸ yapıyorlar. Niçin bu alanı bu adamlara kaptırıyorlar.
FETÖ olayı da böyle oldu. Asıl konuÅŸması gereken konuÅŸmayınca meydan FETÖ'ye kaldı..(…) Bu alan, bu tür adamlara alan bırakılırsa iÅŸte böyle zaaflar ortaya çıkar. Bu konularda tavır koyması gereken hocalarımızın, ilahiyatçılarımızın ya sesleri çıkmıyor, ya duyulmuyor, ya da korkuyorlar.’
***
Bu tespitler, sadece F.G. için deÄŸil, daha niceleri için de geçerli deÄŸil mi? (Ki, Ä°stanbul’da bir Müftü Yardımcısı arkadaÅŸa aylarca önce bu gibi konularda, ‘Diyanet niye susar?’ dediÄŸimde, ‘Diyanet’in eli-kolu baÄŸlıdır..’ demiÅŸti.)
***
Tayyip Bey’in irticalen yaptığı bu konuÅŸmayı çarpıtmak isteyenler olacaktı elbette..
Bunun içindir ki, 9 Mart günü yaptığı konuÅŸmada, kendi görüşüne açıklık getiriyor ve,‘…Asla deÄŸiÅŸmeyecek kurallar da vardır. Mesela Ä°slam’ın son din olduÄŸu asla deÄŸiÅŸmeyecek bir hakikattir. Kur’an-ı Kerim’de bize açıkça ifade edilen hükümler, yani nâslar asla deÄŸiÅŸmemiÅŸtir, deÄŸiÅŸmeyecektir. Dinimiz Ä°slam ve Kur’an, Rabbimizin emri gereÄŸi, Kıyamet’e kadar câridir. Bu da, dinimizin ve kitabımızın bunda sonra da söyleyecek sözü olduÄŸuanlamına gelir. Ama bunlardan hareketle, yapılan içtihadla ve uygulamadaki karşılıklar elbette zamana göre deÄŸiÅŸecektir. Zamanın deÄŸiÅŸmesi ile ahkâmın da deÄŸiÅŸeceÄŸi, Mecelle kaidesidir. EÄŸer biz içtihadları deÄŸiÅŸtirmezsek, yani uygulamaya iliÅŸkin kurallar içinde bulunduÄŸumuz nâsları uygun ÅŸekilde yenilemezsek kendi kendimizi kandırmış oluruz. (…) Hiç kimsenin böyle bir kafa karışıklığı yaratmaya dinimizi karikatürize etmeye hakkı yoktur. Bizim isyanımız iÅŸte bu hadsizlikleredir. Biz dinde reform aramıyoruz ama önüne gelen böyle çıkıp da kadınlarla ilgili, ileri-geri bu tür ÅŸeyleri konuÅŸmalarının Ä°slam’a getirdiÄŸi lekeyi görmezlikten gelemeyiz. (…) Ãœzerinde sorumluluÄŸu olan bir insan olarak dinimize getirilen bu zaafiyete de bizim tahammülümüz yok bildiÄŸimizi söylemek zorundayız. (…) Dünkü yaptığım konuÅŸmadan sonra birileri konuÅŸmaya baÅŸladı.
Siz bu ‘fakir’i korkutamayacaksınız, hak ne ise ben onu söylemeye devam edeceÄŸim. Kitabımızın, Ä°slam’ın hükümlerini saÄŸa sola evirip çevirmeye hakkınız yok. Bu tür gözlüklerle bakarak dinimize fatura kestirmeye hakkınız yok!’
***
Evet, Ä°slam’ın, ‘ahkâm-ı evveliye’ de denilen kesin deÄŸiÅŸmez sâbiteleri vardır ama bugün ve yarınlara şâmil olacak ÅŸekilde yorumlanacak hükümleri elbette vardır ve olacaktır.
Sözgelimi, ‘Düşmana karşı atlar hazırlayın..’ hükmünü, bugünün silahları ÅŸeklinde anlamayacak mıyız? Tuhaf konuÅŸmalar yapanlar da, görüşlerini, -iÅŸlerine gelmediÄŸinde-bid’at saydıkları bugünün modern iletiÅŸim vasıtalarıyla yaymıyorlar mı?
Hangimiz, Hacc’a, geçmiÅŸ asırlarda olduÄŸu gibi dört ayaklılarla gidiyoruz?
‘Ä°slam’ın güncelleÅŸtrilmesi’nden benim anladığım bu.
Henüz yorum yapılmamış.